24 Eki 2024
Puratos, Gıda ve Tarım Politikaları Araştırmaları Merkezi (GIFT) tarafından Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall’da düzenlenen 3. Gıda İnovasyon Zirvesi’ne katıldı. “Kadim Bilginin İnovasyon ile Ürüne Dönüşmesi: Yadigâr Buğdayların İzinde” başlıklı oturumda, Puratos Türkiye Ekmekçilik Kıdemli Ürün Müdürü Başak Arı Aydın moderatörlüğünde, Sabancı Üniversitesi’nden Prof. Dr. Zafer Yenal ve Çukurova Üniversitesi Gıda Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Sertaç Özer’i ağırlayan Puratos, Türkiye’de gıda sektörünün ihtiyaçları, yadigâr buğdayların önemi ve sürdürülebilir gıdayı ele aldı.
Ekmekçilik, pastacılık ve çikolata sektörlerine sunduğu kaliteli ürün ve çözümlerle kendi alanının küresel lideri olan Puratos, (GIFT) tarafından 24 Ekim 2024 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall’da düzenlenen 3. Gıda İnovasyon Zirvesi’ne katıldı. Kapanış oturumunda, Puratos Türkiye Ekmekçilik Kıdemli Ürün Müdürü Başak Arı Aydın moderatörlüğünde, Sabancı Üniversitesi’nden Prof. Dr. Zafer Yenal ve Çukurova Üniversitesi Gıda Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Sertaç Özer’i ağırlayan Puratos, Türkiye’de gıda sektörünün ihtiyaçları, yadigâr buğdayların önemi ve sürdürülebilir gıda konusunu ele aldı.
Oturumun moderatörü Puratos Türkiye Ekmekçilik Ürün Kıdemli Müdürü Başak Arı Aydın, yerel buğdaylara olan bağlılıklarını şu sözlerle ifade etti: “Anadolu’nun kadim yadigâr buğdaylarından biri olan Sorgül buğdayından yaptığımız ekşi maya ile Göbeklitepe ekmeği ürettik. Mezopotamya’nın bereketli topraklarından gelen bu buğdayın, tarihsel ve kültürel anlamda taşıdığı değeri koruyarak, modern ekşi maya teknikleri ile harmanladık. Biz de Puratos olarak, üniversitelerle iş birliği yaparak yadigâr buğdayların izini sürüyoruz. Korumak, kollamak, geliştirmek ve yenilik yapmak bizlerin işi. Puratos Türkiye bu konuda bir aracı, bir köprü. Yalnızca büyük üreticilerle değil, küçük üreticiler aracılığıyla da tüketiciyle buluşuyoruz. Bu mirası gelecek nesillere aktarmak için inovasyonlarımızı bu köklü değerler üzerine inşa ediyoruz. Yadigar buğdayların izini sürüyoruz ve sürmeye devam edeceğiz,” dedi.
Yerel Kaynakların Korunması
Ayrıca panelde, iklim krizinin tarımsal üretim üzerindeki olumsuz etkileri, yerel tohumların bu süreçte nasıl bir rol oynayabileceği ve sürdürülebilir gıda güvenliği için atılması gereken adımlar da tartışıldı. Gıda güvenliğinin sadece üretimin devamlılığıyla değil, yerel kaynakların korunması ve doğru kullanımıyla mümkün olduğunun altını çizen Yenal, bu nedenle yerel tohumların korunmasının gelecekteki gıda egemenliği için kilit rol oynadığını ifade etti.
Panel Katılımcılarından Tam Not
Panelin sonunda, katılımcılardan gelen sorularla sürdürülebilir tarım, küçük üreticilerin desteklenmesi ve yadigâr buğdayların pazardaki rolü üzerine derinlemesine bir tartışma yapıldı. Puratos’un bu mirasa sahip çıkma misyonu ve Göbeklitepe ekmeği ile ilgili projeleri, katılımcılardan büyük takdir topladı. Şirket, bu projelerin sadece gıda sektörüne değil, sosyolojik ve ekonomik açıdan da topluma fayda sağlayan kapsayıcı iş modelleri olduğu vurguladı.
Buğdayın tarih boyunca medeniyetler için ne denli kritik bir role sahip olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Zafer Yenal, “Buğday sadece bir gıda maddesi değil, aynı zamanda toplumların şekillenmesinde ve sosyal yapının oluşmasında kilit bir unsurdur. Bugün de iklim krizinin etkisiyle, yerel buğday türlerine olan ilgi artıyor. Ancak bu ilgi, sadece nostaljik bir dönüş değil, sürdürülebilir bir gelecek inşa etme çabasının da bir parçası” dedi.
Puratos’un Mirası: Yadigâr Buğdaylar ve Göbeklitepe
Oturumda, yaygın olarak bilinen yerel buğday türlerinin yanı sıra, daha az bilinen yadigâr buğday türlerinin sürdürülebilir tarım uygulamaları açısından taşıdığı öneme dikkat çekildi. Puratos’un, küçük üreticilerle iş birliği yaparak bu tohumların izini sürmesi ve üniversitelerle yürüttüğü projelerle, yadigâr buğday türlerini koruma çalışmalarına vurgu yapıldı.
Kültürel Miras ve Sürdürülebilir Geleceğin Buluşması
Yerel buğdaylardan yapılan ekşi mayalı ekmeklerin hem besleyici değerlerine hem de kültürel mirasımızı yaşatma gücüne değinen Prof. Dr. Mehmet Sertaç Özer, “Sorgül buğdayı gibi yadigâr buğdaylardan ekşi maya ile yapılan ekmekler, sadece besleyici değerleriyle öne çıkan değil, aynı zamanda kültürel mirasımızı yaşatan ürünlerdir. Bu projeler, yerel buğdayların ve geleneksel ekmekçiliğin modern inovasyonlarla nasıl harmanlandığını ortaya koyuyor” dedi. Özer, ayrıca buğdayın kökeni ve besleyici değeri üzerine yaptığı değerlendirmede, yerel buğdayların iklim değişikliği karşısında dayanıklı ve sürdürülebilir bir tarım modeli için taşıdığı öneme dikkat çekti.